Quo Vadis? Ukrayna Savaşı Nereye Gidiyor?

Burak Köylüoğlu

Aslında bu savaşı Ukrayna Savaşı olarak değil, yeni bir soğuk savaşın gölge mücadelesi olarak tanımlamak doğru olur.

İlk önce Rusya Federasyonu’nun hedeflerine ulaşmakta neden başarısız olduğuna ve savaşın gidişatına bakalım.

  • Rusya bu savaşa, savaş olarak değil, bir tür şimşek hızı ile sonuçlanacak “özel bir askeri operasyon” gibi yaklaştı. Bu yaklaşım Rusların en büyük hatası idi. Bir savaşa yeteri kadar askeri kapasite ve ateş gücü bağlanmadığı zaman, hedeflere ulaşmak mümkün olmaz. Ruslar ; savaşın ilk safhasında Kiev’i ele geçirmek için, Beyaz Rusya’da konuşlanmış Rus birliklerinin Dinyeper’in batı kanadından yaptıkları tek yönlü askerî harekâtta başarılı olacağını varsaymışlardı.  Bu harekata yeteri kadar askeri güç ayırmadıkları gibi, daha sonra Kiev’i bu kez doğu yönünden kavramak için Sumy’nin batısından Dinyeper’in doğusuna doğru yaptıkları harekât da başarılı olamadı. Rus planına göre, her iki harekatın kıskaçları şehrin güneyinde birleşecek ve şehri kuşatacaktı. Ruslar her iki askeri harekata yeteri kadar kapasite tahsis edememişlerdi. Bu da klasik doktrinlerinden sapmaları anlamına geliyordu.
  • Diğer yandan eski Sovyet doktrini, cephede yüksek ateş gücü ile çeşitli noktalarda zayıflıklar yaratarak geride tutulan çok kuvvetli rezervlerin, operasyonel başarıyı stratejik başarılara dönüştürmek için birer çekiç gibi kullanılmasına dayanır.  Bu da topyekûn bir savaşta (örneğin III. Dünya Savaşı senaryosunda) büyük miktarda sivil kayıpların doğmasını göze almayı gerektirir. Bu kadar büyük bir ateş gücünü Kiev gibi büyük bir şehrin çevresinde yoğunlaştırmayı Rusya devlet başkanı Putin göze alamadı ve Ruslar şehrin çevresinde sektör sektör rakip orduyu (ve sivilleri) yok ederek ilerlemek yerine dar cepheden kolonlar halinde ilerleyerek şehri çevrelemeyi planladı.
  • Hava hakimiyeti kuramamış olan Rusların kolon şeklinde ilerlemeleri rakip hava güçleri ve özellikle SİHA’lar tarafından yavaşlatıldı. Amerikan uydularının verdiği mükemmel hassasiyetteki koordinat bilgileri ile Kiev çevresinde konumlanmış Ukrayna topçu bataryaları Rus kolonlarına inanılmaz kayıplar verdirdi. Bir Ukrayna generali durumu şu sözlerle mükemmel bir şekilde anlattı: Drone’lar ve  tanksavar füzeleri Rusları yavaşlattı ama esasen Rusları topçu bataryalarımızla öldürdük.” Kiev harekatını gösteren haritayı BBC’den alıntı yaptım.
  • Modern askeri kuram, büyük şehirleri ele geçirmek için dar cepheden taarruz etmenin riskli olduğunu her zaman ortaya koymuştur. Mesela Almanların meşhur Schlieffen Planı ile oynayıp 1914 Eylül ayındaki Paris’e dar cepheden yaptıkları taarruzun nasıl bozguna uğramış olduğu gibi.
  • Rusların; Sovyetlerin II. Dünya Savaşı’nda Varşova, Breslau ve Berlin’i nasıl geniş cepheden kuşatıp nispeten az kayıplar ile ele geçirdiklerini ama yine aynı dönemde Doğu Prusya’nın başkenti Königsberg’i (Ocak-Nisan 1945) ele geçirmekte nasıl zorlandıklarını iyi analiz edemedikleri anlaşılıyor. Ya da aynı Kiev gibi ortasından büyük nehir geçen Budapeşte’yi (Budapeşte Savaşı, Aralık 1944-Şubat 1945)  nasıl sabırla kuşatıp, adım adım nasıl ele geçirdiklerini ortaya koyan dersin de unutulmuş olduğu görünüyor.
  • Putin sadece Kiev’de hata yapmadı. Rus ordusu Doğu Ukrayna’da, Harkov’da, Kiev’de ve Kırım’dan Güney Ukrayna’ya aynı anda harekât yaparken, Rusların savaşa baştan eksik bağladığı askeri kapasitesi daha da  bölündü ve Rusların tek başarısı Güney Ukrayna’daki kazanımları oldu. Diğer bir deyişle Ruslar Ukrayna’nın hiçbir hayati merkezine ulaşamadı.     
  • Putin doğru bir tahmin ve istihbarat bilgisi ile, Batı’nın Ukrayna ordusunu yeni nesil tanksavar ve uçaksavar füzeleri ile donatmakta olduğunu anlamıştı. Ancak bu doğru bilgi ile yanlış bir karar verdi. Ukrayna’nın tam anlamı ile silahlanmadan, askeri kapasitesinin imhası için savaşı hemen başlatması gerektiğini düşündü. Savaş kararını aldıktan sonra da iyi donatılmış bir orduya karşı, çok noktadan başlayan askeri harekatın hiçbir koluna yeterli güç tahsis edemedi. Ukrayna’nın Batı’dan almış olduğu Javelin (ABD) ve NLAW (İngiltere-İsveç) tanksavar füzeleri, Stinger hava savunma füzeleri (ABD) ve meşhur Alman Gepard hava savunma tankları ile orta menzilli Panzerfaust III tanksavar füzeleri, çok sayıda küçük ve mobil birlikten teşkil Ukrayna ordusuna büyük bir savunma avantajı sağladı. Ruslar, taarruz eden tarafın başarılı olması için en az 1:3 üstünlüğüne sahip olmasının gerektiği askeri üstünlüğe sahip olmadığı gibi Ukraynalılar hareketli ve küçük mevcutlu birliklerini bu modern silahlar ile donatarak savunmanın saldıran karşısındaki geleneksel avantajını arttırmış oldular.  
  • Savaşın Ruslar için en büyük hezimeti Kiev’in ele geçirilememesinden öte, Rus Karadeniz donanmasının bayrak gemisi olan füze kruvazörü Moskva’nın (Moskova) kaybıdır. Füze kruvazörleri, uçak gemilerinden sonra en büyük tonajlı savaş gemisidir. Bu gemiler hem savunma hem de taarruz için büyük bir ateş gücüne sahiptir. Moskva, Rus Karadeniz donanmasının komuta gemisi olmasının yanı sıra, bu donanmaya hava ve füze savunma örtüsü sağlıyordu. Gemi, Ukrayna’nın geliştirmiş olduğu eski bir Sovyet teknolojisi olan Neptün füzeleri ile batırıldı. Bu füzeler; geminin üç aşamalı füze savunma sistemini aştığı gibi, son savunma katmanı olan muazzam hızda ateş eden küçük kalibreli uçaksavar toplarını da geçti. Donanmayı füzelerden savunmakla görevli kruvazör bir anlamda kendini füzelerden koruyamadı. Kuvvetle inanırım ki, bu füzelerin güdüm sistemine Amerikalıların eli değmiş olduğu gibi, bu güdüm sistemi Moskva’nın koordinatları veren ABD uyduları ile entegre idi.
  • Moskva’nın kaybı ve Boğazlar’dan Montrö Anlaşması nedeni ile yeni Rus savaş gemilerinin geçemeyeceği belli olunca, Rusların Odessa gibi çok önemli bir hedefe yönelme olanakları da ortadan kalktı.    
  •  Ruslar geç de olsa güçlerini Doğu ve Güney Ukrayna’ya konsantre ederek savaşın temposunu yavaşlatacaklar ve savaş modern bir topçu savaşına dönecek. Aynı Kore Savaşı’nın son safhasında (1952-1953) olduğu gibi.   
  • Modern bir topçu savaşı ağır ilerlemelerin olduğu, kontrollü bir savaştır. Bir sektörü hedeflersiniz. Savunmayı topçu ile yok eder, rakibin topçu bataryalarını ya yok eder ya da geri çekilmeye zorlayacak kadar bölgeyi ateş altına alırsınız. Sonra da ele geçirdiğiniz sektöre piyadeyi sokar, bataryalarınızı bir parça daha ileri konuşlandırıp, bir sonraki sektörü hedef alırsınız. İngiliz Mareşali Sir Douglas Haig, bu dersi 1917 sonbaharında Passchendaele’de yaklaşık 300-400,000 İngiliz-Kanada-ANZAC askerini kaybederek (Alman kayıpları 400-450,000 asker idi), sadece 10 km. ilerleyerek askeri stratejiye kazandırmıştı. Bu kadar büyük kayba rağmen, artık Müttefikler Batı Cephesi’nde kırılamaz denilen Alman savunmasının nasıl kırılacağı artık öğrenmişti.  
  • Bu tür savaşlar statik ama taarruz eden için garantilidir. Ruslar, topçu sınıfı konusunda Çarlık döneminden beri büyük bir kapasiteye sahiptir. Bu tür savaşlarda savaşın süresi uzar ve kayıplar artar. Stratejik olarak, ilk önce hedef düşman topçusunun ya da füze atarlarının yok edilmesidir. Bu nedenle akustik, optik ve uydu bilimleri ile rakibin topçu bataryalarının yerinin bulup imhası kritiktir. Tarihsel olarak da her iki dünya savaşında da en çok askeri kayba topçu ateşi yol açmıştır. Eski Sovyet doktrini; II. Dünya Savaşı’nda ve olası bir III. Dünya Savaşı’nda güçlü zırhlı birlikler ile derin penetrasyonda bulunup, düşman cephesini bozup, büyük düşman birliklerini ceplere sıkıştırdıktan sonra bu cepleri ağır topçu ateşi ile imha etmek üzerine dayalı idi.    
  • Ruslar, topçu silahlarındaki sayısal üstünlüklerini Doğu Ukrayna’da yoğunlaştırıp, burada “bite & hold” stratejisi ile küçük kazanımları ekleyerek daha uzun ve kendileri için garantili bir savaş hedefliyor. Ancak Ukrayna’ya da ABD ve Batı ülkeleri ağır topçu silahları, bunların mühimmatları, düşman bataryalarının yerini saptayan optik ve akustik ekipman, keşif drone’ları, Rus drone’larını engelleyecek elektronik savaş ekipmanı ve uydu istihbaratı sağlıyor. Ukrayna devlet başkanı Zelensky, şimdiden “Rus birlikleri tüm Donbas bölgesini yok etti.” derken bu bölgede kullanılan müthiş ateş gücünü ifade ediyordu.     

Öngörülerim

  • Savaş Donbas ve Güney Ukrayna’da uzun bir süre devam edecek ve Donbas Bölgesi birkaç ay içinde I. Dünya Savaşı’nın Kuzey Fransa’sına dönecek. Rusya yönetiminin moral açısından savaşa devam etmekten başka çaresi yok. Kiev’deki bozgun ve Moskva’nın kaybı gibi yenilgiler, Putin’in zafer olarak sunabileceği kazanımlar olmadan savaşı ödün vererek bitirmesini olanaklı kılmıyor. Rusya’nın ekonomik yaptırımlardan kısa vadede tüm öngörülerin aksine daha az etkilendiği anlaşılıyor. Ukrayna Savaşı’nı Ruslar kaybederse, Putin yönetiminin iktidarda kalması zorlaşır. Daha da önemlisi, Rusya Federasyonu’na çelik bağlar ile bağlı eski Sovyet ülkeleri merkezkaç etkisi ile Rusya’nın yörüngesinden ayrılmaya başlar. Ve hatta bir mozaik yapısına sahip Rusya Federasyonu’nun bütünlüğü dahi riske girebilir. Bu yüzden Rusya savaşı kazanmak için bundan sonra her şeyi yapacaktır. Ruslar için artık zafer, tüm Güney ve Doğu Ukrayna’nın Rusya’ya ilhakı ile olası olabilir. Bu sayede Kırım ile kara bağlantısı da kurulmuş olur.  Rusya şu an Kiev, Harkov ve Odessa eksenindeki askeri harekatları durdurduğu gibi, şu an tüm gücü ile Donbas bölgesinde Ukrayna’nın savunduğu geniş  çıkıntıyı (Izyum, Severodonesk, Zaporizhzhia üçgeni) ortadan kaldırmayı hedefliyor. Böylece tüm güney ve doğu Ukrayna’yı ele geçirmiş olacak ve ülkenin ikinci büyük şehri Harkov’u çevreleyen alan Ukrayna için savunulması oldukça zor bir balkona dönüşecek. Son durumu gösteren haritayı BBC’den alıntı yaptım.
  • Donbas bölgesinde taraflar son 8 yıldan beri çatıştıkları için, bölge iyi tahkim edilmiş durumda. Büyük mekanize birliklerin kısa sürede kesin sonuç alacağı bir savaş beklenmemelidir. Savaş ağır tempoda yürüyecektir. Ancak Rusların ele geçirdiği alanları kontrol etmesi için doğal sınırlara ulaşması ( nehirler ve dağ dizileri gibi) gerekir.   
  • Ukrayna’nın bu kadar yıkımdan sonra kapsamlı ödünler almadan (savaş öncesi statükoya dönüş gibi) masada anlaşması kolay değildir.
  • Amerikalılar, Ukrayna Savaşı’nın tek galip tarafıdır Bu savaşla NATO tekrar ABD liderliği altında tek dili konuşan bir yapıya dönüşmüş oldu. Amerikalılar;  Ukrayna’ya en son Senato’dan onaylanan 40 milyar USD yardım paketinin içinde bulunduğu devasa bir askeri ve ekonomik destek vererek, Ukrayna’yı savaşta tutup, orta vadede Rusya’yı zayıflatmayı hedefliyor. Tabii ki emtia enerji ve petrol üreticisi ülkeler de en şanslı dönemlerini yaşıyor. OPEC, Amerikan baskısına rağmen halen kotaları anlamlı bir şekilde gevşetmedi.
  • Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılması konusunda şu an Ruslardan sert bir ses çıkmadı. Ancak Finlandiya’ya NATO muharip gücü ve özellikle NATO füzeleri yerleştirilirse konu Ukrayna Savaşı’ndan daha da öteye evrilir. O zaman farklı bir savaş atmosferini konuşuruz. Ruslar, asla St. Petersburg’un (eski adı Leningrad) NATO konvansiyonel silahlarının menziline girmesine izin vermez.            
  • Savaştan en zararlı çıkanlar savaşan taraflar olan Rusya ve Ukrayna gibi görünse de, Avrupa Birliği de savaşın kaybedenleri arasındadır. Bu nedenle AB’nin arabuluculuğa her zaman hazır olması çok anlamlı ve beklenen bir yaklaşım.

Son söz: Ekonomik krizler gibi, her savaşın devamından çıkar sağlayanlar ve zarar görenler vardır.

Burak Köylüoğlu

Mail listesine katılın

Yeni yazılardan haberdar olun.

Teşekkürler! Kayıt oldunuz.

Üzgünüz. Kayıt olamadınız.

error: Tüm içerik koruma altındadır!