Burak Köylüoğlu’nun Sermaye Piyasalarında Yatırım Yapma Prensipleri

Burak Köylüoğlu

Yirmi beş seneden uzun bir süreden beri sermaye piyasalarında kişisel yatırımcı olmama rağmen, ilk defa bu yazımda profesyonel yatırımcılık üzerine edinmiş olduğum prensiplerimi ve yatırımcılara yönelik önerilerimi paylaşacağım.

Bu yazıda yer alan görüş ve öneriler sadece kişisel bir portföyün yönetilmesine yönelik prensipleri içermektedir. Kurumsal hazine ve portföy yönetimi çok daha karmaşık bir uzmanlık alanıdır ve bu yazının konusu değildir. Bu alana ilgi duyuyorsanız, kurumsal finans ve hazine yönetimi alanındaki yazılarıma göz atabilirsiniz

Yatırımcı kimliğim uzun yıllar boyunca deneyim ve bilgi ile şekillendi. Bu kimliğimi ekonomi, portföy modellemesi, sektör bilgisi, IFRS ve davranışsal ekonomi üzerinde çalışarak elde ettim. Profesyonel çalışma hayatımın elbette bu gelişime çok katkısı oldu, çünkü yukarıda saymış olduğum alanlar mesleğimin ayrılmaz bir parçası idi.

Yatırımcı olarak aldığım en büyük keyif, yıllar itibari ile piyasa getiri ortalamasını aşmak oldu. Bu başarının elde edilmiş olan parasal getiriden çok daha öte bir tatmin duygusu yaşattığını söylemem gerekir.

Bu uzun deneyimi, sizin için 36 madden oluşan öneri ve saptamalara döktüm. Umarım yararlı olur. Biliyorsunuz ki, bu saptama ve öneriler bir yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.

1. Temel bir ekonomi bilgisine sahip değilseniz, doğrudan borsa yatırımcılığına soyunmayınız. Yatırımınızı bir portföy yönetim kurumuna veya iyi yönetilen bir fona teslim ediniz.

2. Unutmayınız tüm yatırımcılar dev bir küresel akvaryum içinde yaşar. Küçük yatırımcı için bu akvaryumun içinde yaşaması ve servetini muhafaza edebilmesi, tahmin ettiğinizden daha zordur.

3. Küresel yatırım akvaryumunda oyun toplamda sıfır kazançlıdır. Kazan-kazan diye bir sonuç yoktur. Bazı pozisyonlar kazanır, bazıları kaybeder. Veya bazı pozisyonlar çok kazanırken, diğerleri daha az kazanır. Tersi de geçerlidir. Bu büyük oyunun gerçek kazananları, toplam servet içindeki payını ve kazancını büyütenlerdir. Diğer deyişle piyasayı getiri anlamından yenen oyuncular, bu amansız oyunun gerçek galibidir.

4. Borsa yatırımcılarının davranışları bipolar bir kişiliğe benzer. Olumsuz ve olumlu gelişmelere karşı tepkileri serttir. Bu davranış şekli, sahip olunan servetin veya yönetilen portföyün değerini maksimize etme veya değerini koruma çabasından kaynaklanır.

5. Borsada kazanmanın en önemli anahtarlarından biri iyi bir portföy kurma ve bu portföyü yönetme becerisidir. Bu beceri için sadece iyi bir teknik bilgi seti yetmez, aynı zamanda bir poker oyuncusunun soğukkanlılığı gereklidir. Eğer böyle bir kişiliğe sahip değilseniz veya bu şekilde davranmayı öğrenemeyecek gibiyseniz, sermaye piyasalarında doğrudan yatırımcı olmamanız gerekir.

6. Sermaye piyasaları kapitalizmin en sert ve vahşi yüzünün yansımasıdır. Bu neden ile poker oyununun tüm kuralları geçerlidir. İyi bir satranç veya Go oyuncusu bu tekniğini yatırımcılık felsefesine yansıtırsa kaybetmeye mahkumdur. Çünkü bu oyunların prensipleri eşitlik prensibine dayanır. Sermaye piyasalarında eşitlik kavramı geçersizdir.

7. Devamlı yükselen veya bir kanal içinde ısrarla hareket eden piyasalarda amatörler de kazanır. Düşen veya yatay piyasalarda kazanmak profesyonellerin işidir.

8. İyi bir yatırımcı asla ve asla mevcut trendlere karşı oynamaz. Trendler; kitlelerin, çoğunluğun ve piyasa yapıcılarının davranışlarının fiyat hareketlerine olan yansımasıdır. Örnek vermek gerekirse pandeminin en karamsar noktası olan Mart 2020’nin ikinci haftasından itibaren sermaye piyasalarının bir nevi “yapay” bir boğa formasyonuna girmiş olması, küresel bir trenddir. Bu küresel trendin ekonomi bilimi anlamında temeli olmayabilir ancak yalnız iktisat kuralları ile yatırım yapmış olanlar her zaman piyasa getirisinin altında getiri elde ederler.

9. Trendler rüzgâr gibidir. Rüzgârın yönüne göre yelkeni çevirecek ustalığınız ve iradeniz yoksa, tekneyi devirirsiniz. Trendlerin dönüşünü hesaplayabilen ve düğüm noktalarında ters pozisyon alanlar muazzam getirilere imza atarlar. Mesela Steven Eisman gibi az sayıda efsanevi yatırımcı 2008 Küresel Ekonomik Krizi öncesinde doğru pozisyon alarak krizden muazzam bir getiri elde etmiştir.

10. İyi bir yatırımcı olmanın anahtarlarından biri de eski pozisyonların yaratmış olduğu zarar ve karlarını unutmayı prensip edinmektir. Rasyonel olmayı öğrenemez, eski pozisyon ve kararlarınıza takılırsanız servetinizi aşındırırsınız.

11. Yatırımcılık dünyasında genç ve yaşlı kavramları geçersizdir. Ne kadar erken yatırım yapmaya başlarsanız, o ölçüde yatırımlarınızı kar topu etkisi ile büyütme olanağına sahip olursunuz. Mümkünse çocuklarınıza 14-15 yaşlarında yatırımcılığın prensiplerini öğretmeye başlayın. Okullarda öğretilen bir ton gereksiz ve unutulacak bilgiye karşın, yatırımcılık felsefesi çocuklarınıza katacağınız en önemli meziyetlerden biridir. Efsane yatırımcı Warren Buffet ile ünlü spekülatör George Soros’un 90 yaşını doldurmaya yaklaştıklarını vurgulamak isterim.

12. Yatırımcılığın size sağlayacağı en önemli faydalardan biri de tutumlu ve disiplinli bir yaşamdır. Bu sayede iPhone 11 almak yerine Apple hissesi almanın, Starbucks’ta kafein tiryakiliği ile içilen latte yerine Starbucks hissesi almanın mantığını kavrarsınız. Her zaman gereksinimlerinizi değer alışverişi (value shopping) ile gidermeye alışırsınız.

13. Yatırımcı olduğunuz zaman tüketici sınıfından bir üst sınıfa terfi edersiniz. Başkaları tüketirken, siz para kazanmaya ve servetinizi arttırmaya başlarsınız. Hatta bir otomobilin baz fiyatına, en az bir otomobil bedeli daha vergi ödeyerek otomobil sahibi olmak bir anda sizi rahatsız etmeye başlar. Tüm gider ve harcamalarınızın alternatif maliyet ve faydalarını ölçmeye başlarsınız. Bu disiplin size kapitalizmin kuralları ile kapitalizmi bireysel anlamda yenmenin yolunu açar.

14. Sermaye piyasalarında küresel düşünmeyi öğrenmelisiniz. Yatırımlarınızı yurtdışında çok daha derin, çeşitli enstrümanlardan oluşan varlıklara yatırabilirsiniz. Sanıldığının aksine yurtdışı varlıklara yatırım yapmak zor, pahalı veya çetrefilli değildir. Bunlarla uğraşamam derseniz, çeşitli endekslere doğrudan yatırım yapabilirsiniz.

15. Türkiye’de sermaye piyasalarına yatırım yapıyorsanız, ABD doları cinsinden fiyatı oldukça cazip sayılabilecek varlıklar alırken, diğer yandan da ülke ekonomisinin sistematik riskini de beraber satın alıyorsunuz. Sonuçta Türkiye 5 yıllık CDS’i bu yazı yazıldığında tam 477 baz puan idi. Amerikalıların meşhur ve evrensel sözünü unutmayınız: ”There ain’t no such thing as free lunch.”

16. İyi bir yatırımcı, Türkiye ekonomisinde kamu yönetiminin etkisinin giderek arttığını ve oyunun kurallarının süratle değişebileceğini hesaba almalıdır.

17.  “Orta ve uzun yatırımcı her zaman kazanır” cümlesi Türkiye’de bir masaldır. BIST100 endeksinin ABD doları bazında serveti son 10 yılda nasıl erittiğini biliyoruz. Doğru söz ise “İyi seçilmiş ve dinamik bir şekilde yönetilen portföy orta ve uzun vadede kazandırabilir.” şeklindedir.

18. İyi portföy kurmanın anahtarı sadece doğru hisse senetlerini seçmekten ibaret değildir. Olası bir piyasa bozulmasında portföyün değerini kısmen sigortalayacak varlıklara ve enstrümanlara da yatırım yapmak gerekir. Örneğin endekse nispeten riski yüksek ve getiri olasılığı da yüksek bir hisse portföyü kurdunuz. Bu portföyü VIOP enstrümanları ile kısmen sigortalayabilirsiniz. Olası bir piyasa bozulmasına karşın, portföyünüzü örneğin BIST kısa, USD ve/veya EUR uzun pozisyonları ile kısmen korumayı tercih edebilirsiniz. Sigortalayacağınız riskler, küresel ekonomiden kaynaklanan riskler de olabilir, Türkiye ekonomisinin içerdiği riskler de. Bu riskleri iyi bir faktör analizi ile kategorilere ayırarak portföyünüzü bu kategoriler ile eşleşen enstrümanlar ile kısmen koruyabilirsiniz.

19. Sistematik risklerin tamamen sigortalanması olanaklı değildir. Ve riskleri büyük ölçüde kapatılmış bir portföyün getiri oranı ve olasılığı da düşecektir. O yüzden gerekli düzeyde alınan risk, iyi bir getirinin ayrılmaz parçasıdır.

20. Profesyonel bir yatırımcı portföyündeki her enstrüman için zarar kes ve kar al düzeyini ayrı ayrı belirler ve bu prensibini her zaman uygular.

21. Doğru hisse seçmenin temel koşulu sektörleri iyi tanımaktan geçer. Sektör bilgisi olmadan, doğru finansal analiz yapılamaz. Sektörleri tanıyan yatırımcılar, hangi finansal göstergelere bakacaklarını iyi bilirler. Örneğin petrokimya sektörüne yatırım yapanlar, rafineri ürün marjlarına, demir çelik sektörüne yatırım yapanlar ise ürün-ton bazında karlılık ve operasyonel kâr marjına bakarlar. Bu sektörlerdeki ham madde fiyatlarının eğilimlerini izlerler.

22. İyi bir hisse senedi yatırımcısı aynı zamanda iyi bir finansal analist olmalıdır. Bu finansal analizin amacı bankacıların şablonlarla yaptığı kredi değerliliğini ölçmek için yapılan analizden farklıdır. Değeri, finansallarına, faaliyet yapısına, rakiplere ve sektör ortalamalarına göre düşük kalmış hisseleri bulmak içindir.

23. Hisse senedi yatırımcısının doğru finansal analiz yapabilmesi veya araştırma bölümlerinin yayınladığı araştırma raporlarını okuyabilmesi için temel düzeyde IFRS/TFRS/TMS standartlarına hâkim olması gerekir. Örneğin bir şirketin değerlemesi, kiralama işlemlerinden etkileniyorsa IFRS 16 standardına hâkim olmayan bir yatırımcı bu şirketi doğru analiz edemez veya yapılmış bir analizi okuyamaz.

24. Şirket ve hisse değerini ölçmek için çeşitli yöntemler bulunur: DCF, çarpan analizleri (multiples method), pazar değeri (market valuation), vs. Bu yöntemlerin hepsinin ayrı ayrı kuvvetli ve zayıf yönleri bulunur. Bu yöntemleri kısaca tanırsanız, araştırma raporlarını daha farklı gözden okuyabilirsiniz. İyi bir yatırımcı bu yöntemlerin birbirini tamamladığını bilir.

25. Şirketlerin değerleri eski finansallar ile değil, beklenen ve ileride gerçekleşecek finansallar ile oluşur. Türkiye’de BIST30 şirketleri dahil finansal raporlama nispeten geç yayınlanır. Nedeni basittir. Şirket operasyonları ve finansalları geç kapanır ve IFRS sonuçları bu neden ile geç alınır. Bu neden ile tarihi verilerin projekte edilen verilere ve hisse fiyatlarına yansıması bir parça daha geç olur. Bu etkiye dikkat etmeyen bir yatırımcı bazen geç açıklanan pozitif bir finansal verinin, kötü bir eğilime sahip bir piyasa ile çakışabileceği riskini de almış olabilir.

26. Profesyonel yatırımcı sadece ekonomiye, sektöre, şirketin faaliyetlerine ve finansal sonuçlarına bakmakla yetinemez, ortak olacağı şirketin yönetim yapısına ve ilişkili taraflarına da bakmak zorundadır. Bazı şirketler vardır ki, sağına soluna, önüne arkasına ilişkili şirketler kurulur, transfer fiyatlaması ve örtülü kaynak transferleri ile karları ve nakit akışları ayarlanır. Bu kurumların finansalları keyfiyete göre çok rahat bir şekilde düzenlenebilir.

27. Bir de halka açık bazı kurumlarda imtiyazlı hisse meselesi vardır ki, bu imtiyazlı hisseler yönetim kurulu seçiminde asimetrik oy hakkına sahiptir. Bu tür şirketlere prensip olarak yatırım yapmanızı önermem.

28. Gelişmiş ülkelerin sermaye piyasalarında pay sahibi olmak, portföyünüze hem kâr payı almak anlamında hem de pay senedindeki değer artışlarından faydalanmak anlamında katkıda bulunur. Türkiye’de halka şirketlerin paylarından düzgün kâr payı alabilmek istisnadır.

29. Profesyonel bir yatırımcı klasik oran ve analiz yöntemlerini kullanmaz. Fiyat kazanç oranları, piyasa defter oranları, EV/EBITDA gibi göstergeler çoğu zaman faydasız ve yanıltıcıdır. Ancak kitlelerin bu göstergeleri izlediklerini ve alım ile satım kararlarını bu göstergelere göre de verdiklerini dikkate almanız gerekir. İyi bir yatırımcı kitlelerin baktığı göstergelere de bakar, kendi analiz yöntemi ile bunu göstergeleri kıyaslar. Profesyonel bir yatırımcı kurumun yarattığı çeşitli düzeylerdeki nakit akışını (OPC, FCFF, FCF) fiyat ve kurum değeri ile kıyaslar ve şirket nakit akışının finansal makyajlama anlamında en zor oynanabilecek kalem olduğunu bilir.

30. İyi bir yatırımcı birinci sınıf bir aracı kurum ile çalışır. İşlem komisyon oranları önemlidir ama aynı zamanda aracı kurumların sağladığı hizmetler ve kaliteli araştırma raporları komisyon oranlarından çok daha önemlidir. Kısa listemde, bir şirketi halka açmak için hizmet alabileceğim aracı kurumların adı da bellidir, portföyümü teslim edeceğim veya üzerinden işlem yapacağım kurumların adı da…

31. Bağımsız denetim raporlarındaki tüm bilgi ve analizlerin her zaman doğru olacağını asla varsaymam. Bu prensibim profesyonel hayatımdaki gözlemlerimle doğrulanmıştır.

32. İyi bir yatırımcı egzotik teknik analiz araçlarına zaman ayırmaz. Hisselerdeki hacim ve fiyat değişimlerini kombine eden göstergelere bakılması yeterlidir. Teknik analiz yöntemlerinin bazı sığ hisselerde “tahta yapıcıların” küçük yatırımcıları çekmek için tuzak olarak kullanıldığını bilir.

33. İyi bir yatırımcı, yatırımlarını yönetmek için tahsis ettiği zamanı iyi yönetir. Portföyünü günlük olarak izlemez, piyasanın gürültüsüne kapılmadan akıllıca düzenlenmiş emirler ile en az zaman harcayarak (kahve molaları yeterlidir) portföyünü idare eder. Çünkü iyi bir yatırımcı esas olarak ailesine ve temel iş koluna ya da profesyonel hayatına ilk önce zaman ayırır. Esas zaman dilimi haricinde zaman yaratarak araştırma ve analizlerini yapar.

34. İyi bir yatırımcı Türkiye’deki yatırımcı profilini tanımak için örneğin Investing.com.tr gibi mecralarda hisse yatırımcılarının yorumlarına seyrek de olsa bakmalıdır. Göreceğiniz profil, size sermaye piyasalarında kazancınızın hangi yatırımcı profili üzerinden yapacağınızı gösterir. Unutmayın bu profil at yarışlarında bahiste bulunan bir kimliğe sahiptir. Bunlar; ani piyasa ve trend değişimlerinde soğukkanlılıklarını yitirerek ellerindeki payları satarken, sizin için alım fırsatı doğar. Tersi de geçerlidir.

35. BIST100 endeksinde az sayıda bazı şirketler vardır ki, CEO’larının niteliği ve performansı bu şirketlere yatırım yapmam için yeterlidir. Bu kuralın tersi de geçerlidir. Başarısızlıkları tescillenmiş az sayıdaki, birkaç CEO’nun yönetiminde bulunduğu şirketlere asla yatırım yapmam.

36. Yukarıdaki önerileri ve şartları bir arada yerine getiremiyorsanız, bu durum sermaye piyasalarından para kazanmanıza engel değildir. Yükselen piyasalarda herkes kazanır. Ama aynı zamanda kazancın performansı görecelidir. Riski dengelenmiş bir portföy ile hissiyata göre oluşturulmuş bir portföyün getiri oranı aynı olsa dahi, portföylerin başarımı aynı değildir. İkinci portföyün mantığı içinde dengelenmemiş riskler vardır. Yüksek risk alarak, düşük riske sahip bir portföyün başarısını elde etmek eşitlik değil, başarısızlıktır.

Yukarıdaki yazının içeriği herhangi bir yatırım önerisi içermez. Yatırım önerisinde veya danışmanlığında bulunmam hukuken olanaksızdır ve aynı zamanda profesyonel hayatımın prensiplerine tamamen aykırıdır.

Yatırım önerileri ancak SPK’nın yetkilendirmiş olduğu kurumlar ve lisanslı profesyoneller tarafından, Sermaye Piyasası Kanunu’na göre yapılır.

Burak Köylüoğlu

Mail listesine katılın

Yeni yazılardan haberdar olun.

Teşekkürler! Kayıt oldunuz.

Üzgünüz. Kayıt olamadınız.

İLGİLİ Yazılar

error: Tüm içerik koruma altındadır!