Piyasalardaki İyimserlik Kalıcı mı?

Burak Köylüoğlu

ABD ara seçimlerinde Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi ve Senato’da çoğunluğu elde edeceği beklentisi piyasaları rahatlatmıştı. Piyasaların en küçük olumlu haberi satın alma arzusu, para tabanının halen ne kadar gevşek; faizlerin ise, olması gerektiğinden ne kadar düşük olduğunun göstergesi. Ne de olsa sistemin başında Paul Volcker (1927-2019) gibi sert ve tavizsiz bir FED başkanı yok.

Volcker’ın Mart 1980’de %14.8’e yükselen ABD enflasyonunu boğmak için Haziran 1981’de FED politika faizini tereddüt etmeden %20’e çıkarmış olduğunu hatırlayalım. 1980-1982 ABD resesyonunu tetiklemek ve %10’un üzerinde işsizlik yaratmak uğruna… Volcker, Başkan Reagan tarafından üçüncü dönem için FED başkanlığına aday gösterilmemişti. Volcker’ın ardılı Greenspan (1926-) ise uzun FED başkanlığı (1987-2006) sırasında gevşek para tabanına dayanan “piyasa dostu” politikaları ile 2008 Küresel Ekonomik Krizi’nin en önemli aktörlerinden biri olacaktı.     

Kısa bir hatırlatma sonrası günümüze dönelim.

ABD ara seçim sonuçlarını tüm oyuncular yakından izledi. Çünkü ABD kim ne derse desin, küresel GDP/gelirin yaklaşık %24’ünü üretiyor ve Amerikan doları, küresel sistemin efektif olarak rezerv parası olduğu gibi; FED de küresel ekonominin merkez bankası gücünde. ABD dolarının küresel rezervlerin içindeki payının  %59’una (IMF, 2021/Q4)  gerilediğine bakmayın. Borçlanma araçları, türevler, dış ticaret enstrümanları ve ödeme araçları, geleneksel bankacılık ve yatırım bankacılığı üzerinde büyük ölçüde Amerikan finansal kurumlarının etkisi bulunuyor. Mesela IMF’i ele alalım. ABD toplam IMF kotasının %17.43’üne sahip olduğu gibi, toplam oy hakkının %16.50’sına sahip. Yani IMF’in işleyişindeki   temel değişiklikler için %85 oy çokluğu ABD’nin onayı olmaksızın sağlanamaz. Veya ABD’nin meşhur OFAC  (Office of Foreign Assets Control) küresel bankacılık sisteminin en çekindiği kurumların başındadır.

ABD’nin dünya ekonomisindeki hâkim gücünü anlatmak ayrı bir yazı konusudur. Dünya ekonomisini izlemek için ABD ekonomisinin dinamiklerini yakın izlemek gerekir ki, bu da ABD politik sistemini anlamaktan geçer. Bu anlamda 8 Kasım 2022 Amerikan ara seçimleri önemli bir dönüm noktasıdır.

Amerikan sisteminde, ABD başkanının geniş yürütme yetkisinin kontrol edilmesi ve dengelenmesi için ara seçimler çok önemli bir enstrümandır.  Temsilciler Meclisi, iki yılda bir (435 temsilci) yenilenir. Senato’nun üçte biri, her iki yılda bir (senatörler 6 yıl için seçilir) yenilenir.

Kongre yani Temsilciler Meclisi ve Senato’da Cumhuriyetçilerin çoğunluğu elde etmesi, Demokrat Parti kökenli başkan ve yürütmenin özellikle harcama yönlü politikalarını sınırlayacaktır. Demokrat Parti, ABD siyaseti içinde, Cumhuriyetçilere göre nispeten Keynesyen ekonomik politikalara daha yakındır. Ekonomik anlamda; bütçe açığı vermek, sosyal reform paketleri oluşturmak, kamu borcunu arttırmak gibi politikalar ile toplam talebi canlı tutmak, Demokratların temel ekonomik yaklaşımları içinde yer alır.

Başkan Biden yönetiminin Kongre’de çoğunluğu kaybetmesi bu politikaların uygulanmasını güçleştirir. Özellikle Senato’da uzlaşma temini için önemli ödünler verilmesi gerekir. Kamu harcamalarının böyle bir seçim sonucu ile sınırlanması, ABD tahvil faizlerinin düşmesi ve enflasyonun daha kolay kontrol altına alınması beklentisini yaratır. ABD kamu harcamalarının sınırlanması ile işsizlik oranının artmasına izin verilmesi ve iç talebin ABD enflasyonu üzerindeki etkisinin azalacağı varsayılmaktadır.

Ara seçimlerde Demokratlar Senato’da üstünlüğü   korudular. Sona kalan Georgia seçimini Cumhuriyetçiler kazansa dahi, Senato’daki 50-50 eşitlik Başkan Yardımcısı Harris’in oyu ile bozulacak.  Bu şu anlama gelir: Başkan Biden yönetimi bütçe açığı verecek ve kamu borçlanmasını arttıracak politikalar uygulamaya devam edebilecek. Bu da ABD enflasyonu ve tahvil faizleri açısından ters yönde bir etkidir. Dolayısı ile Cumhuriyetçilerin Senato’da üstünlüğü kazanacaklarına ve iktidarı Senato’daki çoğunluk yolu ile denetleyebileceklerine yönelik beklenti artık kalmadı.

Piyasalardaki iyimserliğin ikinci nedeni, beklentilerden daha düşük gelen ABD enflasyon verisidir. Ekim 2022’de yıllık enflasyon %8 oranındaki beklentinin altında %7.7 olarak açıklandı. Haziran 2022’de %9.1 ile tavana vuran ABD enflasyonu dört aydan beri düşüyor. Sebepleri belli: Enerji, gıda, emtia ve lojistik fiyatları, Ukrayna Savaşı nedeni ile en yüksek noktaları gördükten sonra gerilemeye başlamıştı.

Son iyimserliğin üçüncü nedeni ise Çin’in Covid-19 kısıtlamalarını (sıfır tolerans) sembolik bir şekilde de olsa gevşettiğini açıklaması. Temaslıların ve yurtdışından gelenlerin karantina süresini iki gün kısıtlamak ve havayollarına yönelik baskıcı uygulamalarda bir parça geri adım atmak sembolik adımlar da olsa, bu yeni politikanın küresel ekonomide arz sorununu azaltacağı beklentisi hemen satın alındı. 

Dördüncü iyimser nokta ise Ukrayna’daki savaşın stratejik durumu. Savaş, Ukrayna’nın inisiyatifi ele aldığı bir evreye girdi. Rusların savaştaki açmazı askeri değil stratejik alanda. 1939’dan beri devletler arası savaşların kuralı şudur: Savaşları piyade, topçu silahları, zırhlı birlikler ve hava kuvvetlerinin birlikte kullanılması ile kazanırsınız.

Batı Bloku, Rusya’nın oldukça üstün zırhlı birliklerini ve hava gücünü etkisiz kılmak için, Ukrayna ordusuna omuzdan atılan akıllı ve görece ucuz silahlar (manpad weapons) sağlayarak, Rusların bu alanlardaki üstünlüğünü ortadan kaldırdı.

Rus ve Ukrayna askeri gücü aylardan beri karşılıklı olarak aşınırken (tahminen her iki taraftan ayrı ayrı yüz bin askeri kayıp olduğu düşünülüyor), Amerikalılar Ukrayna’ya savaşın dengesini bozan M142 HIMARS (high mobility artillery rocket system) silahlarını verdi.

Bu silahlar, artık modern bir I. Dünya Savaşı topçu muhaberesine dönüşmüş olan Ukrayna Savaşı’nda Ukrayna’ya muazzam bir üstünlük sağladı. Artık Ukrayna, ABD uydu sistemleriyle entegre akıllı roket bataryalarını kullanarak, Rus topçusunu susturabildiği gibi, bu silahlar uzun menzilleri ile Rusların cephe gerisindeki askeri komuta merkezlerini, lojistik yollarını ve cephane depolarını vurabilir yetenekte.

Doğu Ukrayna’daki kazanımların ve güneydeki Kherson’un Ruslar tarafından terkedilmesinin sebebi Ukrayna’nın ısır ve tut stratejisi (“bite and hold”). Bu strateji; topçu üstünlüğü ile hedeflenen sektörü uzun bir süre ateş altına alıp, düşman savunmasını ve lojistiğini kırıp, tanklar ve piyade ile o sektörü ele geçirip; topçuyu ele geçirilen sektöre kaydırıp, yeni bir sektörü ele geçirme hazırlığına girişmek anlamına geliyor.

Mareşal Douglas Haig; 1917 sonbaharında Passchendaele’de (Bugünkü Belçika) üç ayda 400,000 İngiliz ve ANZAC askerini harcamak uğruna, muazzam Alman müdafaasını kıracak bu formülü bulmuştu.

Neyse günümüze dönelim. Bu savaş bu şekilde statükonun çok yavaş değiştiği sınırlı bir savaş halinde devam eder. Ancak aynı zamanda Ruslar, statükoyu mutlaka değiştirmek için hamle yapacaktır.

Putin ve Rus genelkurmayı, Rus birliklerini kolayca savunulabilir mevzilere (örneğin güneyde Kherson’u savunmak yerine, Dinyeper’in doğusuna çekilmek gibi) çekerek 2022-2023 kışını bu şekilde geçirmeyi tasarlıyor. Önde gelen bazı Batılı askeri stratejisyenler, 2023 yılında Rusların kendi seçecekleri bir noktadan yeniden taarruza geçme planı olduğunu belirtiyor. Aynen Almanların 1918’de (1918 İlkbahar Taarruzları) tüm zarları yeniden atıp, muazzam bir taarruz dizisi ile (Michael, Georgette, Gneiseau ve Blücher-York taarruzları) Müttefik savunmasını bozup, Paris yakınına bir kere daha geldiği gibi. Unutmayalım ki Ruslar, savaşın şu anki kurgusunun ABD’nin istediği gibi yürüdüğünün farkında ve Ruslar Amerikan orkestrasının çaldığı müziğe göre dans etmeye devam etmeyecek.

Bu senaryoyu çürütecek tek gelişme, nihayet “Reel Politik” kavramı ile tesis edilecek bir ateşkes olur. Ukrayna, 1945 sonrası Avusturya ve Finlandiya gibi hukuken bağlantısız bir ülke haline getirilir. Rusların Kırım’ı elde tutmaları sağlanırken, Donetz ve Luhansk gibi Rusça konuşulan bölgeler gevşek bir konfederatif bir yapı ile “de jure” olarak Ukrayna toprağı olarak kalırken, “de facto” olarak bağımsız olur.

Bugün Batı Dünyası’nda Churchill, Bismarck, Stresemann, Adenauer gibi liderler olsaydı, bu çözüm masada olurdu. Üstelik ara seçimlerde Demokratların çocuksu “Amerikan İdealizmi” kavramını kısmen dengeleyecek, bir Cumhuriyetçi başarısı da çıkmadı.

Modern “Reel Politik” kavramının büyük üstadı, eski ABD Dışişleri Bakanı Dr. Henry Kissinger (1923-) Ukrayna’nın barışı elde etmesi için toprak vermeye razı olması gerektiğini, aynı zamanda Batı’nın Ukrayna’nın kalanını muhafaza etmek için, Ukrayna’ya ekonomik, askeri ve politik anlamda muazzam bir destek vermeye devam etmesini önermiş idi.

Ancak Amerikan-İngiltere ekseni ile Ukrayna halen bu çözüme yakın değil.

Küresel ekonomik dengesizliklerin diğer nedenleri halen masada:

Küreselleşmenin getirdiği verimlilik artışlarını kısmen geriye getiren yeni Soğuk Savaş, halen yeteri kadar daraltılamamış para tabanı, Çin’de yıllardır kazanılan büyük ticaret fazlasının oluşturduğu geniş parasal tabanın yeterince sterilize edilememesi sonucu oluşan taşınmaz balonunun patlaması, dünyada askeri harcamaların hızla tırmanmaya başlaması, AB’de zengin kuzey-borçlu güney arasındaki farkın açılması, 2022-2023 kışında kullanılması olası enerji silahı, vs.

Bu neden ile dolar endeksinin 106’a gerilemesini, EUR/USD paritesinin 1.036’a gelmesini, altının 1750 USD/ons’u geçmesini, S&P500, Hang Seng, Nikkei225, DAX gibi endekslerin son iki haftadır performansının güçlü olmasını dikkat ve tedbir ile izliyorum. Piyasalar her iyi haberi kaldıraçlı bir iyimserlikle her zaman satın almaya hazır.   

Ne kadar garip bir dünyada yaşıyoruz ki halen taktik nükleer silahların kullanılmasının bir olasılık olduğu konuşulan bir ortamda, piyasalar iyimser olmaya çalışıyor. 2008 Ekonomik Krizi ve 2020 Pandemi sonrası paraya boğulan bir küresel sistemin belirtisi, rasyonel olmayan fiyatlama eğilimlerine yol açtı. Bunun en basit örneği içsel değeri (intrinsic value) sıfır olan kripto varlıklardır.

Burak Köylüoğlu

13 Kasım 2022

Önemli Not: Bu yazı ve diğer tüm yazılarım yatırım tavsiyesi vermek için kaleme alınmamıştır. Yatırım danışmanlığı için, SPK Kanunu’nun belirlemiş olduğu kurumlar ve bu kurumlarda çalışan lisanslı çalışanlar yetkilidir.

Mail listesine katılın

Yeni yazılardan haberdar olun.

Teşekkürler! Kayıt oldunuz.

Üzgünüz. Kayıt olamadınız.

İLGİLİ Yazılar

error: Tüm içerik koruma altındadır!